Ortodontik apareyler/aygıtlar aracılığıyla dişlere yüklenen hafif ve devamlı kuvvetlerin, dişleri kontrollü bir şekilde, en doğru konumlarına hareket ettirmeleri ortodontinin özetidir diyebiliriz.

Ancak bu tanım ortodontinin tanımını daraltan da bir açıklamadır aynı zamanda!

Çünkü ortodonti; kişiyi büyüme ve gelişme döneminde yakaladığında, yüz gelişimine, nefes alma, damak ve çene büyümesine çok olumlu katkılar sağlayan; travmatik çene yüz kırıklarında tedaviye yardımcı uygulanmaları pratiğinde barındıran; dudak-damak yarığı ile doğan bebeklerin burun, dudak ve damak segmentlerini şekillendirip, plastik cerrahların ameliyat kalitesini arttırmalarında çok önemli bir rol oynayan bir bilim dalıdır.

Ortodonti için en doğru yaş, her yaştır!

Tedavi süresi çok çeşitlilik göstermekle birlikte; yaş, tedavi yöntemi ve vaka olarak zorluk derecesine bağlı olarak çoğunlukla 1 ila 3 yıl aralığında süregeldiğini söyleyebiliriz. Başarılı bir tedavide, en büyük etken sizsiniz. Tedavinin içine ne kadar çok girer ve ne kadar özen gösterirseniz, tedaviniz o kadar başarılı sonuçlanır.

Tedavi için harcanacak zaman şu 3 anahtar faktöre bağlıdır:

-Erken Tedavi: Herkes erken yaşta ortodontik tedavi olmak zorunda değildir. Yapılan muayene sonrasında, sınırlı sayıda hastada erken dönemde tedaviye başlama gereksinimi duyulur. Erken dönemde, ortodontist, büyümeyi daha iyi tahlil ederek daha verimli tedavi seçenekleri önerebilir. Çoğu erken dönem muayenelerinde, hastaya tedavinin başlaması için beklemesi gerektiği söylenir.

-Neyin Düzeltilmesi Gerektiği: Tedavi süresi, nasıl bir problemin düzeltilmesi gerektiği ve kişinin tedaviye olan biyolojik cevabının nasıl olduğuna göre değişir. Aynı tedavi uygulaması ile bir hasta 12 ayda, başka bir hasta 24 ayda tedavi edilebilir. Biyolojik adaptasyon ve cevap bunda etkilidir.

-SİZ!: Sizin, apareylerinizi kullanmadaki çabanız, kurallara uyumunuz, ve sizden istenen eforu ne oranda disiplinli yapabildiğiniz, tedavi sürecinde önemli rol oynamaktadır.

Doğru ve iyi bir tedavi sonucuna ulaşmak, ilk görüşmeyle başlar. Hekiminizi ve yardımcı personelleri tanımak, ortodonti hakkında daha fazlasını öğrenmek, hangi tedavi alternatifinin size uygun olduğunu öğrenmek, sizin ihtiyaçlarınızın eksiksiz giderilmesine yardımcı olacaktır.

-İlk randevu genel sağlık ve diş sağlığı geçmişi formlarının doldurulmasıyla başlar.

-Tam bir ağız içi muayenesi, röntgen çekilerek ve görsel olarak yapılır.

-Size özel tedavi planlaması yapılır,

-Tüm finansal bilgi, sosyal güvence, kurum sağlık fonları ile ödeme planları karşılıklı değerlendirilir,

-İlk görüşme sonrası, tedavi seçenekleri konusunda uzlaşıldığında, yeni bir randevu ayarlanır ve yaklaşık 1 saat süren bu ikinci buluşmada ortodontik aygıtınız muhtemelen uygulanır.

Ortodontistinizi 4 ila 8 haftada bir görmeniz tedavinizin en önemli kısmıdır. Randevular sizin okul ve/veya iş saatlerinize en uygun şekilde ayarlanabilir. Size en uygun randevu saatlerini mutlaka sekreteryaya görüşünüz.

Önceden ayarladığınız randevu saatine yetişmenizi engelleyen bir durum olursa mutlaka haberdar edin. Randevunuz memnuniyetle tekrar düzenlenir.

Ortodontik tedaviniz süresince diş hekiminizi 6 ayda bir görmeye devam etmeniz çok önemlidir. Her 6 ayda bir diştaşı temizliğiniz yapılmalı ve bu kontrolleriniz sırasında, ekstra bir diş tedavisi gerekirse, diş hekiminizle koordine bir şekilde çalışılarak gerekli tedavileriniz diş tellerinize rağmen yapılabilir.

Sonunda braketlerinize kavuştuysanız, tam ve etkili bir şekilde ağız bakımınızı yapmayı ve tedavi boyunca braketlerle yaşamayı eksiksiz bilmek zorundasınız. Gerek yiyecek seçiminde, gerekse ağız bakımında hekiminizin tavsiyelerine eksiksiz özen göstermelisiniz.

Meraklanmayın, tedaviniz göz açıp kapanıncaya kadar bitecek ve patlamış mısırınıza ve diğer sevdiğiniz yiyeceklere çok kısa zamanda kavuşacaksınız. Ancak; sonuçlarından büyük bir mutluluk yaşayacağınız bir tedaviye başlamadan önce, yeni braket ve aygıtlarınızın zarar görmemesi için bazı yiyeceklerden sakınmalısınız.

Kaçınılması gereken gıdalar:

Çiğnenen ağdalı gıdalar – sakız, karamelli şekerler,

Çıtır gevrek gıdalar – popcorn (patlamış mısır), buz, cips,

Sert gıdalar – fındık, fıstık, sert şekerler,

Isırılarak yenen gıdalar – Koçandaki mısır (süt darı), havuç, elma, ayva ve benzerleri

Meyve: Zeytin, kiraz, erik, kayısı (yenilecekse çekirdekleri ayıklanarak tüketilmeli)

Yenmesinde sakınca olmayan gıdalar:

Güne başlarken – yumuşak peynir, yumurta

Ekmekler – Ekmek içi, lavaş, pancake, kek/börek/çörek (muffin),

Tahıl grubu – makarna, pilav,

Et/Tavuk/Balık – yumuşak pişirilmiş tavuk, köfte, her türlü deniz ürünü

Sebzeler – patates püresi, her türlü sebze yemeği, bakliyat (nohut, kuru fasülye, mercimek)

Meyve – elma püresi, muz, taze sıkılmış meyve suyu

İkramlık – Dondurma, milkshake (sütlü içecekler), yumuşak kekler, her türlü sütlü ve/veya pudingli tatlı

Braketleriniz uygulandıktan hemen sonra hafif hassasiyet ve ağrı hissetmeniz gayet normaldir. Hiçbir ağrı sızı hissetmeyen hastalar olduğu gibi, bu süreci çok hafif şikayetle atlatan hastalar da vardır. Bu durum biraz da kişinin ağrı eşiğiyle ilgilidir. Eğer ağrınız başlarsa (genelde uygulamadan 5-6 saat sonra başlar), emin olun ki sonsuza kadar sürmeyecek ve 2 gün sonra her gün azalarak tamamen ortadan kaybolacaktır(1 hafta içinde).

Bir bardak ılık su içinde 2 çay kaşığı tuz eritip karıştırın. Tuzlu suyu kesinlikle yutmayın. Ağzınıza lokma lokma alıp çalkayıp tükürün. Bunu rahatsız olduğunuz aralıklarda tekrarlayın (günde en fazla 3 sefer).

Eğer ağrınız daha ciddi olursa daha önceden deneyimlediğiniz herhangi bir ağrı kesiciyi kullanabilirsiniz.

Ayrıca uygulamayı takip eden 1-2 hafta içerisinde, dudak, yanak ve dilde bazı iritasyonlar, tahrişler olabilmektedir. Bu durumda size verilen mumları, tahriş olan bölgedeki braketlerin üzerini örtmek için kullanabilirsiniz. Kullanım şeklini mutlaka hekiminizden öğrenin.

Eğer dişlerinizin sallandığını hissederseniz; bilin ki, bu durum normaldir. Braketler dişlerinizi doğru konumlarına doğru yönlendirirken, önce dişlerinizin etrafındaki, dişleri sımsıkı saran kemiği eser miktarda (çok az) eritip, hareketin başlamasını sağlarlar.

Tüm hassasiyetinize rağmen böyle bir durum olursa kesinlikle panik yapmayın, tedavinizi etkileyecek önemli bir durum arz etmez. Kliniğinizi arayarak randevu oluşturun.

Arkasında silgi olan bir kurşun kalem yardımıyla teli hafifçe yerine oturtabilirsiniz. Olmazsa, kliniğinizi arayarak randevu oluşturun

Bu durum genellikle tedavinin başlangıç aşamasında, başlangıçta takılan en ince tellerde olmaktadır. Sert bir gıda buna sebep olmaktadır.(Bakınız: yeme içme kuralları). Kliniğinizi arayarak randevu oluşturun.

Spor yapanlara güzel haberler var. Tedaviniz boyunca her türlü spor aktivitenize devam edebilirsiniz. Yaptığınız etkinliğe göre, dişlerinizi ve braketlerinizi korumak için mouthguard (koruyucu aparey) takabilirsiniz. Bu konuda hekiminize danışın.

Spor sırasında bir travma yaşarsanız, ağzınızı, dişlerinizi ve apareylerinizi kontrol edin. Sallanan ve/veya zarar görmüş bir diş varsa, aynı şekilde apareyinizin hasar gördüyse hemen kliniğinizi arayarak randevu oluşturun. Geçici olarak rahatsızlığınızı gidermek için, ılık tuzlu suyla gargara yapabilir; mum uygulayabilirsiniz.

Braketleriniz takıldıktan sonra, diş ve dişeti sağlığınız için, her ana öğün sonrası dişlerinizi fırçalamalı ve diş ipi kullanmalısınız. Bunu tedaviniz boyunca çok disiplinli bir şekilde yapmalısınız.

Dişlerinizi yumuşak (soft), küçük başlı diş fırçası ve flor içeren birdiş macunuyla (standart diş macunlarının hemen hemen hepsi flor içermektedir) her ana öğün sonrasında fırçalamalısınız. Fırçalamanız 3-4 dakika sürebilir. Fırçalarken açılandırmalara, dairesel hareketlere ve bastırmadan fırçalamaya özen gösteriniz. Pilli diş fırçalarını da kullanabilirsiniz.

Braketlerin alt/üst kenarlarına ve dişetlerine 45 derece açıda diş fırçanızı konumlandırarak; küçük, nazik ve dairesel hareketlerle dişlerinizin iç ve dış yüzeylerini fırçalayın. Özellikle dişlerinizin çiğneyici yüzeylerini ve ön dişlerinizin dil tarafını, kısa, nazik ve ileri-geri hareketlerle fırçalayın. Son olarak da ciddi bakteri kolonisi barındıran dilinizi de diş fırçanız ya da dil tarağınızla temizleyin.

Arayüz veya diş arası fırçası:

Ara yüz fırçaları diş telinden ötürü temizlenemeyen, iki braket arasında kalan alanları temizlemekte kullanılır. Günde bir kez, sadece akşamları yapmanız yeterlidir.

Braketler varken diş ipi yapabilir miyim?

Elbette ki yapabilirsiniz. Ancak diş ipi uygulaması için, diş ipi yönlendirici (floss threader) ve/veya süper floss olarak bilinen diş ipini kullanabilirsiniz.

Ortodontik tedaviye başlanması için en uygun yaş diye bir şey yoktur. Ancak; birinci dünya ülkelerinde, 7 yaşını doldurmuş çocuklar ortodonti muayenesinden. Bu döneme süt ve kalıcı dişlerin bir arada bulunduğu karışık dişlenme dönemi denir. Bu yaşlarda tespit edilen problemler, ortodontistin tedaviyi daha kolay, daha planlı ve belki de cerrahisiz yapabilmesini kolaylaştırmaktadır.

Erken yaşlarda tedavi görmenin avantajları nelerdir?

Ortodontistinizin;

-Çocuğunuzun çenelerinin büyümesini yönlendirip düzeltmesini ve kalıcı dişlerin düzgün gelmelerini,

-Üst ve alt diş arklarının genişliğini düzenlemesini,

-Çapraşık ve kalabalık diş grubuna daha fazla yer sağlamasını,

-Kalıcı dişlerinin çekilmesinin engellemesini,

-Parmak, dudak emme alışkanlıklarını önleyip, ortodontik bozuklukların ve küçük konuşma problemlerinin engellemesini, sağlayacaktır.

Anne-Baba ve/veya Ebeveynler olarak, çocuğumuzun bir ortodonti muayenesine ihtiyacının olup olmadığını nasıl anlarız?

Bu konuda yardımcı olmak açısından birkaç küçük bilgiyi paylaşmak gerekirse;

-Erken ve/veya geç süt dişi kaybı,

-Yiyecekleri çiğnemede ve ısırmada zorlanma,

-Ağızdan nefes alma (ağız açık uyuma)

-Parmak / Dudak emme

-Kalabalık, yanlış konumlanmış, sıkışmış diş varlığı,

-Ağzı açarken ve / veya kapatırken çene ekleminden ses gelmesi,

-7-8 yaş aralığında ön bölge dişlerinde, akranlarına nazaran çok kalabalık diş görünümünün olması,

 ‘’Ortodontik tedavi sadece erken yaş dönemlerinde uygulanabilir’’ algısı artık tamamen ortadan kalkmıştır. Gelişmiş ülkekerin ve hatta bizim ülkemizin birçok bölgesinde her 3 ila 5 ortodonti hastasından biri 21 yaş üstü bireylerdir. Birçok yetişkin, ağız sağlığının devamlılığında ve görünümlerinin daha iyi olmasında ortodontik tedavinin önemini kavramıştır.

Yetişkin ve çocukluk ortodontisi arasında en büyük fark, çocuklarda büyüme hormonlarının salgılanması ve büyümenin devam etmesidir. Bu yüzden erişkinlerde çene büyümesini düzenlemek ve yönlendirmek söz konusu değildir. Ancak dişsel hareketler kazandırılabilir ve nadiren cerrahi müdahaleden yardım alınabilir. Bu ifadeden, ‘’erken dönemde uygulanan ortodontik tedavi, gelecekte cerrahi müdahale seçeneğini tamamen ortadan kaldırır’’ anlamı çıkarılmamalıdır. Çeneler arası ortognatik cerrahiyi gerektirecek genetik ve/veya hormonal durum bazen o kadar dominant (baskın) olur ki; cerrahi müdahale her şeye rağmen kaçınılmazdır.

Güzel bir gülümsemeye kavuşmak için çok çaba gösterdiniz; bunu korumalısınız!

Uzun uğraşlar sonrasında braketleriniz çıkarıldı ve özlem duyduğunuz gülüş estetiğine kavuştunuz! Ama ortodonti serüveniniz henüz bitmedi maalesef. Bu güzelliği devam ettirebilmeniz ve stabilize etmeniz için ‘’Pekiştirme aygıtlarınızı’’ kullanmanız gerekmektedir. Pekiştirme aygıtları dişlerin kontrollü ve küçük limitler içerisinde hareket etmesine izin verirler; ki bu diş sağlığı açısından gereksinimdir. Bununla birlikte dişlerin bir arada düzgün bir hizada durmalarını sağlayıp, dişleri çevreleyen dişeti, kemik ve kasların bu yeni pozisyona uyum sağlamasını sağlarlar.

Pekiştirme aygıtları kişiye özel hazırlanırlar. Hareketli (takıp çıkartmalı) veya sabit (yapıştırmalı) olabilirler.

-Geleneksel ‘’hareketli’’ pekiştirme aygıtları, tipik olarak dişleri çevreleyen bir telin damağa oturan bir akrilik arka tutunmasından ibarettir. Bu aygıttaki tel ayarlanarak ihtiyaç olduğunda tedavinin minimal ön diş hareketleriyle devam etmesini sağlayabilirler.

-Seviyeleyici pekiştirme aygıtları veya ‘’Essix’’ (SX) pekiştirme aygıtları, şeffaf plak tedavisinde kullanılan plaklara çok benzerler ve hareketli-telli pekiştirme aygıtlarına göre çok daha estetik bir alternatiftirler.

-‘’Sabit’’ pekiştirme aygıtları konuşma dilimize ‘’Retainer’’ adıyla yerleşmiş olan , dişlerin lingual (dil) tarafına kalıcı olarak yapıştırılan, diş yüzeylerine uyumlu bir şekilde bükülmüş özel tellerdir. Uzun bir dönem, yirmi yaş dişlerinin çekilmesinden 1 yıl sonra çıkarılması önerilirken, güncel olarak ömür boyu (life-time) çıkarılmaması önerilmektedir.

Sabit ve hareketli pekiştirme aygıtlarının avantaj ve dezavantajları nelerdir?

-Hareketli aygıtlar, yemek yerken ve ağız hijyeni sırasında çıkarılabilir,

-Hareketli aygıtlar, kolaylıkla kaybedilebilir, bu yüzden çıkardığımızda kutusunda muhafaza etmeniz gerektiği unutulmamalıdır.

-Sabit aygıtlar (retainer), sürekli göz-kulak olmak zorunda olmadığınızdan ve/veya gün içinde hangi aralıklarla takmanız gerektiğiyle ilgili endişelenmediğinizden harikadırlar.

-Sabit aygıt (retainer) uygulanmış dişler, tartar birikimi açısından daha çok ilgi ve alakaya mecburdurlar. Dişler ve retainer arasından diş ipini geçirmek için floss threader kullanmak kaçınılmazdır.